3 Şubat 2025

akseki haber sitesi

akseki haber

Ekonomi Dünyası: Elon Musk, serbest ticaretten stratejik ticarete ve konut balonu

ABD ekonomik milliyetçiliğe doğru ilerlerken, AB de korumacı politikalara yöneliyor. Çin ise içine kapanmaya başladı. Dünyada önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Küreselleşme beklenen sonuçları vermedi.

Trump 2.0’da gümrük vergileri cephesinde son durum şu: Beyaz Saray, ülkenin komşuları ve en büyük iki ticaret ortağı Kanada ve Meksika’ya yüzde 25 ek gümrük vergisi koydu. Kanada da hemen cevabını verdi; dün (Pazar günü) bir ticaret savaşının ilk adımını atarak misillemeye gitti ve biradan şaraba, beyaz eşyadan spor ayakkabıya 106 milyar dolarlık ithal Amerikan ürününe yüzde 25 gümrük vergisi getirdi. Kanada, ABD’nin en büyük ham petrol tedarikçisi ancak ABD, Kanada’dan gelen petrole ek gümrük vergisi koymadı. Kanada ise, daha önce açıkladığı gibi ABD’ye olan enerji ihracatında kesintiye gitmedi.

Neyse, bunu geçelim. Şöyle önemli bir durum var:

Trump’ın gümrük vergileri ABD’de ekonomik milliyetçiliğe doğru ilerlerken, Avrupa Birliği de (AB) yerel endüstrilere sübvansiyonlar ve Çin’e yönelik ticaret kısıtlamaları da dahil olmak üzere korumacı politikalara yöneliyor.

Çin ve ABD’ye bağımlılığı azaltmak için yeşil teknoloji ve yarı iletkenlere sübvansiyon sağlayan AB, kendi otomobil endüstrisini korumak için Çin’den ithal elektrikli araçlara gümrük vergileri koyuyor.

Ekonomisi ucuz Rus gazına ve Çin pazarlarına erişime dayanan Almanya ekonomisi, Ukrayna’daki savaş ile Rus gazından kaynaklı avantajı yitirerek ekonomide durgunluğa girerken, Çin ile sorunlar yaşamaya başladı.

Bir zamanlar dünyanın fabrikası olan Çin ise, Batı pazarlarına ve teknolojisine olan bağımlılığı azaltarak kendi kendine yetmeye odaklanıyor. Sermaye kontrollerini sıkılaştırıyor ve yabancı firmaların pazarlarına erişimini kısıtlıyor.

‘STRATEJİK TİCARET’ DÖNEMİNE GİRİYORUZ

Hükümetler, yerel endüstrilerini ve ulusal güvenlik çıkarlarını korumak için giderek daha fazla gümrük tarifesi, endüstriyel politika ve ticaret engelleri kullanıyor. Bölgeselleşme yükseliyor ve artık rekabet eden bloklar, bölgeselleşme ve ticarette daha fazla hükümet müdahalesi var.

Dani Rodrik ve Gabriel Zucman gibi ekonomistlerin, CSIS gibi düşünce tanklarının vurguladığı gibi, serbest ticaret yerine, ekonomik politikaların; ulusal güvenlik, sanayinin kendi kendine yeterliliği ve jeopolitik rekabet tarafından yönlendirildiği “stratejik ticaret” dönemine giriyoruz.

Kimi uzmanlar, küreselleşmenin yoksulluğu azaltma konusunda başarılı olduğunu, Çin, Hindistan, Güney Kore gibi ülkelerde daha yüksek milli geliri sağladığını ancak gelir adaletsizliği ve iş güvenliği konularında yeteri kadar başarılı olmadığını savunuyor.

Ancak böyle düşünmeyenler hiç de az değil. Örneğin, Nobel Ödülü sahibi ekonomist Angus Deaton, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) sitesinde “ekonomiler 21’inci yüzyılın meydan okumalarına cevap vermek, daha iyi olmak için nasıl değişmeli?” sorusuna verdiği yanıtta, küreselleşmeye dair kuşkularını dile getirerek, şöyle diyor:

SON 30 YILDA KÜRESELLEŞME YOKSULLUĞU AZALTABİLDİ Mİ?

“Son 30 yılda küreselleşmenin serbest ticaretin Amerikan işçilerine sağladığı faydalar konusunda çok daha şüpheciyim ve hatta geçmişte benim ve başkalarının yaptığı, küreselleşmenin son 30 yılda küresel yoksulluğun büyük ölçüde azalmasından sorumlu olduğu iddiasına bile şüpheciyim. Ayrıca, küreselleşmenin çalışan Amerikalılara verdiği zararın küresel yoksulluğun azaltılması için ödenecek makul bir bedel olduğu fikrini artık savunmuyorum çünkü Amerika’daki işçiler küresel yoksullardan çok daha iyi durumda. Hindistan’daki yoksulluktaki azalmanın dünya ticaretiyle çok az ilgisi olduğuna inanıyorum.”

DÜNYAYI ELON MUSK MI YÖNETİYOR?

Dünyanın bir de “Elon Musk” diye bir sorunu var. Teknoloji milyarderi, seçimden bu yana Trump ile temasta olan en etkili ve sürekli yanında bulunan seslerden biri… Amerikan medyası “Dünyayı Musk mı yönetiyor” diye başlıklar atıyor.

Elon Musk, girişimci Vivek Ramaswamy ile birlikte Hükümet Verimliliği Bakanlığı yapacak. Yaklaşık 2 trilyon dolar gereksiz harcamayı durdurmayı hedefliyor. Beyaz Saray’da görev yapacak 14 dolar milyarderinden biri… Elektrikli otomobil şirketi Tesla’nın yanı sıra SpaceX uzay şirketi, ve sosyal medya şirketi X’in sahibi… Kripto paralardan Doge’un destekçisi…

Trump’ın “oligarşi artı ultra milliyetçilikle” donatılmış “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapalım” şiarının baş destekçisi… Bir süre önce yaptığı hareketin Nazi selamı olup olmadığı tartışılıyor. Musk, Almanya’da aşırı sağcıları desteklediğini açıklarken, İngiltere’de İşçi Partili Başbakan Keir Starmer’a karşı kampanya başlattı ve Kral Charles’e parlamentoyu feshetme çağrısında bulundu.

Trump’ın seçilmesi için çeyrek milyar dolar para harcayan Elon Musk’ın Tesla şirketi 2024’te sıfır vergi ödedi ve şirketin geçen yılki cirosu 2.3 milyar dolar…

Musk’ın bir güç zehirlenmesi yaşayıp yaşamadığı tartışılıyor. Ayrıca bu gücünü nasıl kullanacağı da merak konusu…

Bütçe kesintilerinden korkan hükümet kurumları üzerinde büyük bir etki sağlıyor. Yapay zeka ve kripto paralarda muafiyet düzenlemeleri ve kendi çıkarları baskı yapabilir. Trump’ın desteklediği otonom araç teknolojisine odaklanan Tesla, bu yıl yasal düzenlemeler gerçekleşirse, Teksas ve Kaliforniya’da otonom araç çağırma hizmetleri başlatmayı planlıyor. Ayrıca, 2019’da üretime başlayan Şanghay’da giga fabrikası olan ve Çin’de çok sayıda Tesla satan Musk’ın Trump yönetiminin Pekin politikasına nasıl bir etkisi olacağı da ayrı bir tartışma konusu…

KONUT FİYATLARININ REEL OLARAK EN ÇOK ARTTIĞI BEŞİNCİ ÜLKEYİZ

Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada büyük bir konut balonu yaşanıyor. Ancak bizdeki konut fiyatı artışı inanılmaz… Dünyada konut fiyatlarının reel olarak en çok arttığı beşinci ülkeyiz.

www.econovis.net sitesinin 2010 ile 2022’inin ilk yarısına ait verilerle yaptığı hesaplamaya göre, Türkiye bu dönemde reel olarak (enflasyondan arındırılmış haliyle) yüzde 91 ile dünyada konut fiyatlarının en çok arttığı beşinci ülke oldu. Sıralama şöyle: İzlanda yüzde 103, Estonya yüzde 97, Yeni Zelanda yüzde 97, Şili yüzde 95, Türkiye yüzde 91, Kanada yüzde 90, Lüksemburg yüzde 85, Macaristan yüzde 84, Hong Kong yüzde 83, İsrail yüzde 80.

İşin ilginç yanı Türkiye gibi üç Akdeniz ülkesinde konut fiyatları reel olarak geriledi. Bu dönemde konut fiyatları Yunanistan’da yüzde 26, İtalya’da yüzde 24 ve İspanya’da yüzde 15 ucuzladı. Rusya’da yüzde 33 ile ortalama konut fiyatı üçtü bir azaldı.

Türkiye’de nominal olarak (enflasyondan arındırılmadan) 12,5 yılda konut fiyatlarındaki artış yüzde 902 olurken, bu konuda açık ara diğer ülkelere fark yaptık. Türkiye’den sonra yüzde 211 ile Hindistan, yüzde 205 ile Şili ve yüzde 202 ile İzlanda geliyor.