Bir kamu işçisi, durumu şu sözlerle ifade ediyor: “Savunma sanayisinde tarih yazdık iddialarınız var, fakat biz işçilere sadece 1800 TL zam mı veriliyor?” Bu durum, kamuda çalışan işçiler için açlık sınırının ötesinde bir durumdur.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“İKTİDAR TARIH YAZDIĞINI SÖYLÜYOR, AMA EMEĞİ GÖRMEZDEN GELİYOR”
Orhan Sümer, “TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları, gerçek hayatı yansıtmıyor. Pazar, market ve fatura fiyatlarındaki artışlar, halkı olumsuz etkiliyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan bir işçi, maaşı henüz yatmadan tükeniyor. Artık bir kamu işçisi, maaşıyla ne ev geçindirebiliyor ne çocuğunu okutabiliyor ne de geleceğe güvenle bakabiliyor. Saray İktidarı, iddia edilen tarih yazma söylemine rağmen, en değerli olan işçinin emeğini görmezden geliyor” dedi.
“EN DÜŞÜK İŞÇİ MAAŞI 65 BİN LİRA OLMALI”
Orhan Sümer, “İktidara gelmeden önce asgari ücretin 5-6 katı maaş alan kamu işçilerinin maaşları bugün sadece asgari ücretin 2 katına kadar gerilemiş durumda. Uzmanlara göre, artan yaşam maliyetleri ve geçim masrafları göz önüne alındığında, en düşük işçi maaşı en az 65 bin TL olmalıdır. İşçinin emeğini göz ardı eden bu tutum sürdürülemez. Emeksiz üretim olmaz, üretim olmadan da kalkınma sağlanamaz. İktidarın acilen gerçekçi ve adil bir ücret politikasına dönmesi gerekiyor. Aksi takdirde, sadece işçiler değil ülke ekonomisi de ciddi bir darboğaza girecektir.